Sieranevada,
sizi, küçük bir apartman dairesinde, üç saat boyunca odadan odaya savrulduğunuz
bir aile dramının içine sokuyor. Evin babasının ölüm yıldönümü sebebi ile
toplanan aile, akrabalar ve dostlar çevresinde süren bir gün. Tüm olay, tören
için pederin gelmesini beklerken gelişiyor, üstelik peder gelmeden yemek de
başlayamıyor. Bir süre sonra siz de pederin gelmesini ve artık şu yemeğin
yenmesini istiyorsunuz.
Anne,
çocuklar, gelin, damat, torun, kardeş, kuzen, arkadaş ve dostlar arasında bir
gün. Çatışmalar, aldatma, görüş ayrılıkları gibi sorunların üstü örtülemediği
için açığa çıkıyor ve her ailedeki gibi çözüme ulaşmadan yeniden üstü
kapatılmaya çalışıyor, ta ki bir gün yeniden açılıncaya dek… Filmde kadın ve
erkek, kardeşler, kuzenler, baba ve evlat, anne ve evlat arasındaki çatışmalar
iyi işleniyor. Henüz iş bulamamış erkek kuzenin 11 siyasi muhasebeleri
gerçekten çekilmiyordu. Sürekli olarak İnternet’ten video izleyip her şeye bir
şüphe duygusu ile yaklaşan ancak bunları her girdiği ortamda kabul ettirmeye
çalışan tipleme gerçekten can sıkıcıydı. Diğer taraftan komünizmi savunan teyze
konuya hakimdi ve davası uğruna çaba sarf ediyordu. Onu dinlemek ise kuzenin
aksine zevkliydi.
Kadın
– erkek çatışmalarında ise kendisini aldattığını düşünen ve aldatıldığı
itirafını dinleyen kadınların bitmek bilmez doyumsuzlukları vardı. Asıl konu
konuşulamadığı için bitmeyen laf kalabalıkları ve ağlama nöbetleri… Sırf bu
yüzden Disney karakterlerinin hangisinin neyi giydiği konusunda Romanya
vatandaşlarının uçsuz bucaksız bilgisine tanık oluyoruz.
Çatışmalar
gayet güzel veriliyor, hatta kuzenlerin birbiriyle dalga geçmesi falan
içimizden biri gibi, bizim ailemiz gibi. Ama diyoruz artık şu peder gelse…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder