Kanadalı
yazar Alice Munro’nun öyküsünden uyarlanan Julieta,
kadın hikayelerini anlatmadaki başarısı
ile bilinen Pedro Almodovar’ın 20. filmi.
Hikaye 50’li yaşlarını yaşayan, mutlu bir kadın Julieta’nın Portekiz’e taşınmak
üzereyken bir anda kararını değiştirmesi ve geçmişine yaptığı yolculuk ile
başlıyor. Julieta’nın 50’li yaşlarını Emma Suarez, gençliğini Adriana Ugarte
oynuyor.
Julieta’nın
20’lerinde hayatını yaşayan, sevdiği işi yapmasını sağlayan bir eğitim almış,
bağımsız bir genç kadınken yaptığı tren yolculuğu, hayatının bundan sonrası
için yapacağı seçimleri belirleyen bir başlangıç noktasıdır. O tren yolculuğu,
bundan sonraki hayat yolculuğunun başlangıcıdır. Trende tanıştığı Xoan (Daniel
Grao) ile ilk andan itibaren aralarında başlayan tutku, Julieta’nın başından
beri Xoan’ın hayatında olan Ava (Inma Cuesta)’ya dair gerçekleri öğrenmesiyle
çatışmaya dönüşür. Julieta hayatının yeniden bir tercih yapmak zorunda kalır;
ancak bu kez yalnız değildir. Kızı da onunla birliktedir.
Julieta’nın
aşk, tutku, aile, sevgili, eş, evlat, anne, depresyon, hayal kırıklıkları,
aldatma eksenindeki mutlu, kimi zaman depresif ve bazı dönemlerde de acı içinde
geçen hayatına tanık oluyoruz. Hayatının dizginlerini eline almış güçlü bir
kadın, beklemediği anlarda aslında olayların kendisi dahilinde geliştiğini
öğreniyor ve başka bir yolu seçmek zorunda kalıyor. Yönetmen hikayesini,
özellikle perdeye yansıttığı renklerle Julieta’nın hayatındaki iniş ve
çıkışları, karmaşaya yol açmadan anlatıyor. Ancak filmin öyküden uyarlanıyor
olmasının getirdiği bazı duraksamalar var gibi. Öykünün aslını bilmiyorum;
ancak sinemada, kitabın her ayrıntısı verilemediği için bir aceleye getirme
durumu oluyor. Bazı ayrıntılara değinilemiyor ve bu da filmin genel
çerçevesinde bazı eksik noktalar varmış gibi hissettiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder