Bilinmeyen Kız
(Unknown Girl)’da, Dardenne Kardeşler’in
İki Gün Bir Gece (Two Days One Night)’sinin izinden giden
bir anlatım tarzı ile karşılaşıyoruz. Jenny (Adèle Haenel),
kamu hizmetinde çalışırken mesai bitiminde zil çalar, stajyer doktor kapıyı
açacakken Jenny açmamasını söyler. Ertesi gün polisin kapıya gelmesi ile bir
gece önce yakınlarda Afrika kökenli genç kadının öldüğü öğrenilir. Böylece Jenny’nin
insanlık serüveni başlar.
Bilinmeyen
Kız, insan olmak, ayrımcılık, insana dair sorumluluk, insan yaşamanın, hatta
ölümün değerine dair bir film. Jenny mesleğinde başarılı, mesaiden sonra
evlerinde muayene edilmesi gereken hastaları ziyaret ediyor. Onların
sorunlarıyla dikkatli şekilde ilgileniyor. Yaşanan olaydan sonra ise insan
olarak da farklı sorumluluklarının olması gerektiğinin farkına varıyor ve
cinayetin peşine düşüyor. Çünkü her kim olursa olsun birine zarar verilmişse,
onun ruhunun huzura kavuşturulması için suçluların bulunması gerekir ve eğer
bir ailesi var ise onun başına gelenlerden haberdar olmalıdır.
Jenny’nin
mücadelesi vicdan muhasebesi ile ilgili. En başta kendini suçlu hissettiği için
olayı araştırmaya başlıyor. Aslında tek isteği, üzerinde kimliği olmayan genç
kızın adını öğrenmek ve ona bir mezar taşı yaptırabilmek. Ancak adını öğrenmeye
çalışırken kendisini cinayeti çözmeye çalışırken buluyor. Ortada çok fazla
suçlu var ve onların da vicdanı harekete geçiyor.
Bilinmeyen
Kız, bu anlamda vicdan ve insanın değeri filmi. Yaşanan kötü olay sonucu hem
ölen kızın hem de Jenny’nin çevresi farklı bir sorgulama içerisine giriyor. Jenny’nin
soruşturmasıyla birlikte adım adım olayın çözümünü izliyoruz. Dramatik yapı
gayet başarılı. Bu yüzden de baştan sona ilgiyi kaybettirmeden kendini
izletiyor. İzleyiciye de fazlaca düşünme imkanı kalıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder