7 Ocak 2015 Çarşamba

Black Mirror White Christmas: Yeni Yılda “Çerezleri” Temizleyip Devam Edelim*

Black Mirror White Christmas‘ı izlemeden önce okumak istemeyebilirsin.

Black Mirror, düzensiz sezon başlangıçlarına bir yenisini daha ekleyerek 3. sezon 1. bölüm yerine White Christmas adıyla özel bir bölüm yayınladı. Yine konumuz; “Teknolojik ilerlemenin karşısında bireyin çaresizliği”.

Aylar öncesinden tanıtım filmi ve haberleri yayınlanmaya başlayan Black Mirror’ın yeni bölümü, 2 sezonun 6 bölümüne kıyasla iyi değildi. Aslında temelde aynı konu, farklı araçlar ile anlatılıyor. Dizinin önceki sezonlarında her bir bölüm tek bir mesaj üzerinden ilerlerken özel bölümde birden fazla mesajın iç içe geçmesi izleyicilerin aynı tadı almasını engelliyor.
Bu bölümde, zed gözlerine sahip bireylerin istedikleri anda birbirlerini engelleyebilmelerinden ve bunun ileri boyutunun yasal bir takım düzenlemelerle sabitlenebildiğinden bahsediliyor. Yalnız, sadece bu konu üzerinde durulmuyor. Aynı zamanda dönemin birtakım teknolojik gelişmeleri de detaylı anlatılıyor. Matt’in, bekarlara verdiği yasal olmayan hizmetten, insanların bir kopyasının teknolojik bir aygıt içerisinde hapsolmasının ve bir yazılım olarak aslına hizmet etmesinin detaylarına kadar, ayrıntılı bir teknolojik yenilikler yumağına maruz kalıyoruz. Böylece de Matt’in hikayesi üzerinden Joe’nun hikayesini ve içine düşmüş olduğu durumu daha net algılayabiliyoruz. Dizi, Joe ve Matt’in hikayelerini ayrı ayrı anlatarak ikisini ortak bir noktada birleştiriyor.
Daha önce de belirttiğim gibi diğer bölümlerde tek bir hikaye vardı ve teknolojik gelişmelerden sadece bir tanesinin etkisi araç olarak kullanılıyordu. Örneğin, 1X1’de hikaye anlatımında sosyal medya, 1X3’de insanların ellerindeki küçük bir aygıtla geçmişe dönük yaşananları izleyebilmesi, 2X1’de istendiğinde birebir aynı fiziksel özelliklerde ve aynı davranış kalıplarının sistemine yüklenebildiği robot insanlarla yaşamanın mümkün olması araç olarak kullanılmıştı.

White Christmas’ta, doğrudan hapishanelere ya da hücrelere gerek duyulmuyor. Tek bir engellenme düğmesi ile tüm toplumdan izole edilebiliyorsunuz. Bu anlamda “Joe’nun sonu mu daha trajik; yoksa Matt’inki mi?” sorusu ile baş başa kalıyoruz. İzlerken de neden bu engelleme düğmesi kadınların elinde, sadece onların elinde mi, diye düşündüm. Engelleme özelliğini istedikleri gibi kullanabilmelerinin mantıksızlığı, haksız birtakım olaylara sebep oluyordu. Eşinin Matt’i engellemesi bir nebze kabul görebilecekken Joe’nun eşi tarafından engellenmesi haksızlıktı. Joe engellenme sebebini bir türlü bilemediği için uzaktan eşini ve “çocuğunu” izlemeye devam ediyor. Görüntünün mozaik, diyalogların cazırtı olduğu bir sahneyi yılda bir kez izlemenin mahkumiyetini yaşıyor ve hayatına devam edemiyor. Oysa, eşinin Joe’ya gerçekleri söylemesinin ne sakıncası vardı, bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Bu yeni teknolojilerden memnun olan tek kişi, Matt’e, kopyasının yaratılması için başvuruda bulunan kadın. Kadın, bilgisayar içine hapsolmuş kopyasının, kendisine hizmet etmesi için bir program oluşturuyor. Kopyası memnun değil tabi ki; ancak ne de olsa kodlardan oluşuyor. Aslı ise, gayet memnun; çünkü bir insanı günlük hayatındaki işlerini en iyi kendisi düzenleyebilir. Tek iyi yanı kendi kopyamızın bize hizmet etmesi olan bir teknolojik ilerlemeyi kabul etmek ne derece mümkün, tartışılır. 
3. sezonu beklerken gelen bu özel bölüm ile 3. sezonun farklı hikayeleri bir araya toplayacak bölümlerden oluşacağı beklentisine girebiliriz. Ancak son sahnede 1 dakikalık zaman dilimini 1000 yıl olarak ayarlarken acaba yeni bölümleri bekleyen bizlerin de zaman ayarları ile oynamış olabilirler mi diye düşünmeden edemedim.
*Bu yazı daha önce (06.01.2015) birdizihaber.com'da yayınlanmıştır.