Bir
Filmekimi’ni daha bitirdim. Bu sene 10 film izledim. Özellikle The Witch’i izlemeyi çok istemiştim;
hatta başta programa alınmamıştı, sonradan eklendi de İzmirliler de
izleyebildi. Yalnız film beklendiğim gibi çıkmadı. Filmin başta gelen özelliği
“Efektlere yer vermeden izleyiciyi tedirgin ediyor oluşu”ydu; ancak filmin yer
verdiği dini motifler ve ortaçağ hikayelerini içselleştiremediğim ve kullandığı
müzikler yüzünden beklentim boşa çıktı. Açıkçası türe karşı ilgim yüksek olduğu
halde filmin abartıldığını düşünüyorum.
İnatçılar, Carol, Gençlik, TheLobster anlatmak istedikleri konuyu net bir şekilde ifade
eden başarılı filmlerdendi. The Club,
işlediği konu sebebiyle filmden sonra da üzerinde konuşulacak konular
biriktirebildiğiniz bir filmdi. Ben, Earlve Ölen Kız eğlenceli, Bir Varmış BirYokmuş ise peri masallarının etkileyici görselliğinde zevkle izlenen
filmlerdi. İnsanın Değeri, oyuncunun
adlığı ödülü hak ettiğini gördüğümüz; ancak başlattığı eleştiriyi bitiremeyen
bir filmdi. Uzaktan ise, iki erkek
arasındaki yakınlaşmayı, net bir ifadeye yer vermeden, gereksiz sahneler ile
uzatan sıkıcı bir filmdi.
Genel
olarak Filmekimi zayıf bir programa sahipti. Belki de İzmir programı böyledir,
bilemiyorum. Çarpıcı bir film izleyememekle birlikte festival bana Rachel Weisz’i kazandırdı, kameraya çok
uygun olduğunu düşünüyorum, onu izlemek çok zevkli. Diğer taraftan İnsanın Değeri ile Cannes’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Vincent London gibi rolünün hakkını veren yetenekli oyuncuyu izleme
ve keşfetme fırsatını yakaladım.
Not:
Filmlerin üzerine tıklayarak yorumlarımı okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder