18 Ekim 2014 Cumartesi

Leviathan

Açıkçası Leviathan’ı seçerken Andreï Zviaguintsev’in Dönüş’üne benzer kareler gördüğüm için tercih etmiştim. Filmin anlatım tarzına tabi ki bir diyeceğim yok. Nitekim yine Dönüş’teki gibi ayrıntıyı kaybetmeden izlemeye çalıştığım bir film oldu.


Leviathan’ı 2015 başında vizyonda izleyebileceğiz. Eyüp peygamberin hikâyesinden yolan çıkan filmde, Kolya’nın, arazisini satın almaya çalışan belediye başkanı Vadim ile yaşadığı hukuki süreci, Kolya’nın devleti karşısına alışını izleriz. Kolya bu süreçte her şeyini kaybedecektir ve onun sabrı önemlidir. Kolya, maddi ve manevi kayıplarıyla sabreder. Arazisi elden gider. Eşi ve arkadaşı onu aldatmasına rağmen eşiyle ilişkisini sürdürür. 

Film, dini kurumların siyasetin içinde olması ile bireyin hakkını yok sayarak asıl ilahi misyonundan uzaklaşmasını etkili biçimde anlatır. Bireyin mülkiyet hakkının önemsizliği, bireyin devlet karşısındaki değersizliği, devletin yüceliğini Kolya ekseninde izleriz. Diğer taraftan sona doğru iyice netleştirdiğimiz bir sorgulama sürecine de giriyoruz. Dini ve inancı olan insanın işlerinin yolunda gittiği/gitmesi gerektiği fikrinin savunusu ile inancı zayıf birinin hayatının akışının bozulmasının da inancının zayıflığı ile açıklayan dini araç olarak kullanışını görüyoruz ve bu paradoks önümüze toplumdaki ahlaki çöküşü cevap olarak getiriyor. Leviahtan, bireyin yok oluşunu hızlandırıyor; ancak yönetmen, Kolya'nın hikâyesi ile devlete karşı bireyin önemini gösteriyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder