Miranda July’nin ikinci filmi The Future (Gelecek), bu hafta vizyona girdi; ancak yine İzmir’de
yok, sadece İstanbul’da var. İyi ki festivalde izlemişim, diyorum.
Sophie
(Miranda July) ve Jason (Hamish Linklater), 30’larında evli bir çifttir. Yaralı
bir kediyi evlerine almalarına birkaç gün kala, ellerinden kaçacak
özgürlüklerinin son günlerini istedikleri gibi yaşamaya karar verirler. İlk
olarak işlerinden ayrılırlar.
Bu filmde
de yönetmenin ilk filmi Me and You and
Everyone We Know (Ben ve Sen ve Diğerleri)’daki gibi birbirine bağlanması
zor olaylar zincirinden geçiyoruz. Sophie’nin asıl evde kalarak yapmayı
düşündüğü şeyin yerini bambaşka bir şey alır ve Jason da evden yürüttüğü işi
yüzünden evde kalmak zorunda olduğu günleri bırakarak dışarıda vakit geçirir. Sophie’nin
yeni tanıştığı baba-kız, Jason’un yeni tanıştığı ihtiyar adam, çifti, bilinen
romantik filmlerin aksine zıt yönlere taşır.
Filmde
tek ortak yön ve birbirine bağlantısı açık kısmı ise çiftin, eğer bir gün hafızalarını
kaybederlerse birbirlerine inanmak için hatırlayacakları bir şarkı
belirlemeleri. Onu dinlediklerinde gerçekten birbirlerinin olduğunu
anlayacaklardır.
Bu
birbirine aşık ve salaş çift, Sophie’nin tuhaflıkları; ama illa ki Jason’ın
bağlılığı için izlenmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder